Gökçeada

Çanakkale'nin gelişmekte olan turistik merkezlerinden Gökçeada (imroz), doğal güzellikleri, adaya damgasını vurmuş Rum Kültürü, festivalleri, etrafını saran büyüleyici Ege Denizi ve enfes deniz ürünleriyle her geçen yıl yerli ve yabancı turistlerin artarak ilgisini çekmektedir. Gökçeada (imroz) kapladığı 1285.5 Km'lik alanla Türkiye'nin en büyük adasıdır. Gökçeada toplam 95 Km lik kıyı şeride sahip olup, en uç noktalarda doğu-batı uzunluğu 129.5 km, kuzey-güney uzunluğu ise 13 km'dir. Gökçeada çok engebeli, volkanik kütlelerden oluşmuş, tepelerin ve ovaların biribirini izlediği bir yapıya sahiptir. İlyada'nın meşhur yazarı Homeros, Gökçeada'dan bu özelliğinden dolayı Pepaloessa (Dalgalı) olarak bahseder.
Gökçeada'ya ulaşım Çanakkale Merkez ve Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Kabatepe Limanlarından araba alan feribotlarla gerçekleştirilmekte olup, ortalama seyahat süresi 12 – 12.5 saat arasında değişmektedir. Kabatepe – Gökçeada arasında özel bir şirkete ait büyük motorlar da hizmet vermektedir. Ortalama deniz mesafeleri; Gökçeada Kuzu limanı – Çanakkale 312 Mil, Gökçeada Kuzu limanı – Gelibolu Yarımadası Kabatepe Limanı 14 Mil, Gökçeada – Bozcaada 129 Mil'dir. Gökçeada – Bozcaada arasında henüz direkt ulaşım bulunmamaktadır.
Gökçeada, sahip olduğu su kaynaklarının bolluğu açısından dünyanın 4. adası durumundadır. Gökçeada'nın (Gokceada, imroz) doğu kesiminde bulunan, yüzölçümü yaklaşık 1 Km12 olan Tuz Gölü, yalnız tuz üretimiyle değil, aynı zamanda kimyasal incelemesi yapılmış şifalı çamuruyla; siyatik, romatizma, sedef, kireçlenme ve cilt kırışıklığı gibi birçok sağlık problemine iyi geldiği söylenmektedir. Tuz Gölü aynı zamanda flamingoların göç yolunda bulunmaktadır. Marmaros Şelalesi görülmesi gereken su kaynaklarından bir diğeridir.
Hakim rüzgarların lodos ve poyraz olduğu Gökçeada'nın güney kıyısındaki Aydıncık (Kefalos) kıyısı, alabildiğine uzanan kumsalı ve rüzgar sörfü için uygun deniziyle bilinir. Gökçeada, Türkiye'nin balıkçılık açısından çeşitliliği en bol, zenginliği en fazla bölgesi olması nedeniyle buradaki deniz ürünlerinin lezzeti bir başkadır. Bunun yanında Gökçeada tertemiz muhteşem deniziyle gerek dalış sporları, gerek yüzme sporları açısından ideal bir tatil beldesidir. Gizli koy, Laz koyu, Yıldız koy Gökçeada'da bulunan onlarca cennet koydan birkaçı olarak sayılabilir.
Çanakkale'nin Gökçeada ilçesi Merkez ve Kaleköy, Eski Bademli, Yeni Bademli, Zeytinliköy, Tepeköy, Dereköy ve Uğurlu köyleri olmak üzere 7 köyden oluşmaktadır. Türk ve Rum (Grek) kültürlerinin buluştuğu ve dostça yaşadığı Gökçeada'da, camiler, kiliseler, manastırlar, eski rum evleri ve modern mimari örnekleri hep bir arada ahenk içersinde dağılmıştır. Bir tepenin eteğinde kurulmuş olan Tepeköy, her Ağustosun 15'inde, Meryem Ana'nın ölüm yıldönümünü kutlamak için, Gökçeada'da daha önce yaşamış veya bağı olan ve yaşayan hiristiyanların buluşma noktasıdır. Zeytinliköy, Gökçeada'nın en popüler ve korunmuş köylerinden biridir. Kuşbakışı Gökçeada merkeze bakan Zeytinliköy'de birçok eski rum evi onarılmış ve içinde yaşayanlar bulunmaktadır. Dört bir tarafın zeytinlerle bezendiği Zeytinliköy'de Madam'ın dibek kahvesi meşhurdur. Gökçeada'nın en renkli ve hareketli yeri olan Kaleköy; balıkçı limanı, restoranları, barları ve çay bahçeleriyle Gökçeada'ya gelenlerin uğrak yeridir. Kaleköy'ün sırtını dayadığı tepede kale kalıntılarına rastlanır. Yüzlerce evin terkeldiği Dereköy, yıllar önce 4000 haneye yakın nüfusuyla Türkiye'nin en kalabalık köyüydü. Rum Kültürü'nün buram buram koktuğu Gökçeada (Gokceada, imroz) Dereköy'de, kimi harabe durumda yalnızlığa itilmiş onlarca ev, kilise ve kahveler bulunmaktadır. Gökçeada (Gokceada imroz) Merkez'de, 1200 yıllık Osmanlı Mimarisi'nin tüm özelliklerini yansıtan bir Camii, ve Rumlara ait bir Kilise bulunmaktadır. Yenibademli köyü yakınlarında devam etmekte olan arkeolojik kazı çalışmarı, Gökçeada (Gokceada, imroz)'un antik çağlardaki durumunu araştırmaktadır. Devam etmekte olan çalışmalar ışığında, M.Ö. 3000 yıllarına ait bulgulara rastlanmıştır.
İklim koşullarının uygunluğu nedeniyle Gökçeada (Gokceada, imroz) ve Bozcaada'da bağcılık önde gelen geçim kaynakları arasındadır. Gökçeada (Gokceada, imroz) ve Bozcaada'da yetişen üzümlerin kendine has doyumsuz tadı, hem sofralarda hemde Çanakkale yöresinde üretilen şaraplarda kendini göstermektedir.
Gökçeada (Gokceada, imroz) Turizm'i, her geçen yıl artan yatırımlarla gelişimini sürdürmektedir. Gökçeada (Gokceada, imroz) da konaklama tesisleri genelde pansiyon, motel, ve otel tipinde olup yaklaşık konaklama kapasitesi 1000 yatak civarındadır.
Gökçeada (Gokceada, imroz)'un tarihi çok eskilere dayanmakla beraber, Yunan mitolojisinde de yerini almıştır. Homeros'un İlyada destanında deniz tanrısı Poseidon'un koruması altında olduğu söylenir. Destanda, Poseidon'un kanatlı atlarının ahırı Gökçeada (Gokceada, imroz) ile Bozcaada (tenedos) arasında olduğu belirtilir. Gökçeada'nın imroz adı çorak toprakların bereket tanrısı anlamına gelen 'imbrasos' isminden türemiştir. İmrozluların (Gokceada, Gökçeada) İlyada Destanı'ndaki Truva Savaşı sırasında, Truva halkı yanında olduğu söylenir.
Çok öncelerde bağımsız olarak yaşayan Gökçeada (Gokceada, imroz) halkı, daha sonra uzunca yıllar Atinalılar'ın egemenliğinde yaşamıştır. Bundan dolayı Gökçeada'da (gokceada, imroz) helenistik dönemin izleri belirgindir. Bir dönem Perslerin işgali altında kalan Gökçeada (Gokceada, imroz), daha sonraları tekrar Atinalılar'ın egemenliğine girmiştir. Daha sonraki dönemlerde Roma hakimiyetine giren Gökçeada (Gokceada imroz), Roma İmparatorluğu ikiye bölününce, Bizans İmparatorluğu'nun bir eyaleti olmuştur. 1456 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde, Barboros Hayrettin Paşa tarafından Osmanlı egemeliğine geçen Gökçeada ( Gokceada, imroz), 471 yıl Rumlar'ın ve Müslümalar'ın kardeşce yaşadığı bir ada olmuştur. Balkan savaşı zamanında Yunanlılar'ın egemenliğine giren Gökçeada (Gokceada, imroz), Lozan Antlaşmasıyla beraber 12 Eylül 1923 yılında Türkiye'ye geçmiştir.

@anzachotels
Avantajlarımızdan faydalanmak için bizi takip edin